Şükrü KARAMAN

Merkez Bankası’nda yine bir gece yarısı gerçekleştirilen görevden almalar, dizginlenemeyen doları füze gibi fırlattı.

Önceki gece yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Merkez Bankası’nın (TCMB) ikisi başkan yardımcısı olmak üç Para Politika Kurulu üyesi görevinden alındı.

Önceden eski başkan Naci Ağbal’ın görevden el çektirilmesiyle yaşanan dövizdeki ani yükseliş, halkın özellikle dar gelirli kitlenin satın alma gücünü gerileterek yoksullaşmasına yol açmıştı. Buna benzer gece yarısı operasyonları yine yapılmış, dolar bir anda zıplamıştı.

Merkez Bankası’nda gerçekleştirilen görevden almalar doları hayli yükseltmesine karşın, ders alınmamış gibi önceki gece gerçekleştirilen benzer operasyon her zaman olduğu gibi iktisaden geri kalan kitleyi vurdu, zaten kıt olan satın alma güçlerini iden iyiye düşürdü. Faiz indirimi de dövizdeki yükselişin diğer önemli etmeni.

Uygulanan ekonomik politikaların halkın yararına olmadığı her geçen gün görülüyor. Dolardaki her bir kuruşluk artış bile akaryakıt, doğalgaz, kömür ve gıda gibi halkın temel tüketim maddelerinin fiyatını ateş pahası haline getiriyor. Malum önümüz kara kış. Doğalgaz ve kömürde geçen yıla göre önemli oranda artış oldu. Hali ile elektrik fiyatları da zamlanıyor.

Allah’tan pastırma yazı bugünlerde etkili ve konutlarda kombi ile  soba yakılmıyor. Ya yakın gelecekte başlayacak soğuk kış günleri ve ayazlı gecelerde ne yapacak düşük maaşlı milyonlarca insan. Zorunlu olarak yakıt tüketiminde artış olacak ve faturalar oldukça kabaracak. Şimdiden gelecek şişkin faturaların hesabını yapmaya başladı gariban kitle.

Doların 10 liraya uzanması yürürlükteki ekonomi politikaları daha tartışılır hale getirdi. Cumhuriyet’in gözbebeği kurumların neredeyse tümünü satarak kaynak yaratan siyasi iradenin bu yöntemi sorunlara çözüm olmadığı gibi, giderek derinleştirdi. Artık borcu borçla çeviriyor hükümet. Dış kaynaklardan para arayışı olanca yoğunluğu ile sürüyor.

Mevcut sistem, halkın yoksullaşmasına yol açarken, zengini daha zengin hale getirdi. Büyük sermaye grupları ve holdingler, karlarını her yıl katlayarak büyüdü. Buna karşılık eline geçen 1500, 2000, 2500 lira gibi son derece komik maaşla geçinmeye çalışan kitle giderek yoksullaştı. Bırakın açlık sınırını, yoksulluk sınırının altında kalan gelirle yaşamaya çalışan milyonlar var.

En üstteki yüzde 20’nin ekonomiden aldığı payla, en alttaki yüzde 20’nin aldığı pay arasındaki uçurum derinleşti. Bir zamanlar “orta direk” diye nitelendirilen işçi, memur, esnaf ve emekli tükenme aşamasında. En üstteki yüzde 20 ile yüzde 80 arasındaki gelir ve satın alma gücü arasında büyük fark oluştu.

Ekonomide gerçek bu iken TCMB’de gece yarısı operasyonları, piyasanın tepki verileceği bilinmesine karşın mevduat faizlerinde indirim doları fırlatmaya devam ediyor. Yitiren eline geçen Türk lirası umarsız halk oluyor.

Önceki yazılarımda vurguladığım gibi, turpun büyüğü heybede. Önümüzdeki kara kış günlerinde doğalgaz, elektrik ve kömür fiyatlarına yapılacak zamlar cep değil, can yakacak.