Hükümetin düşük zam teklifini protesto eden memur, iş bırakarak alanlarda tepkisini gösteriyor.

Yüzde 24 ücret artışı ile bir süre önce bağıtlanan kamu toplu iş sözleşmesinin işçiyi memnun etmediği ortada. Hayat pahalılığı altında en çok kavrulan asgari ücretli ile emekli isyanını her gün medyada dile getiriyor. Milyonlarca emekçi ve emeklinin satın alma gücü yüksek enflasyon nedeniyle sürekli azalıyor. Siyasi iradenin yürüttüğü ekonomi programın bedelini milyonlarca dar ve sabit gelirli cüzdanların boşalması ve yoksullaşmayla ödüyor.

Memurun maaşı öyle çok hızla eridi ki, temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale geldiler. Böylesi ağır hayat koşulları altında iktidarın birinci yıl için birleşik yüzde 16.6, ikinci yıl için birleşik yüzde 8’i aşkın zam önermesi sendikaların öfkesine yol açtı. Siyasi iradeye yakın, toplu sözleşme görüşmelerinde yetkili konfederasyon olan Memur-Sen bile isyan etti, iş bırakma kararı alarak meydanlara çıktı. Memur, işçi, emekli, esnaf, çiftçi, dul ve yetim için yaşam giderek zorlaşıyor. “Enflasyonla mücadele” adı ile sürdürülen ekonomik programdan dolayı garibanlar parasız ve mutsuz.

Memur, işçi, emekli zam ve sosyal hak taleplerini Türkiye’nin her yanında avaz avaz haykırıyor. Ama ne duyan, ne gören var. Sanki üç maymunu oynuyor hükümet yetkilileri. Bu sesler, haykırışlar nasıl duyulmaz, anlamak mümkün değil. Aslında işitmek, görmek istemiyorlar.

19 Mart’tan bu yana çeşitli illerde düzenlenen “siyasi irade” mitinglerinde halka hitap eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, çalışanın, emeklinin, esnafın, çiftçinin yaşadığı ağır ekonomik sorunlara sürekli değiniyor, garibanları ağzından düşürmüyor. Yıllar sonra Yozgat’ta gerçekleştirilen mitingde bir çiftçinin kürsüde yaptığı konuşma oldukça ses getirdi. Türkiye günlerce çiftçi Abdullah Ceyhan’ın “Turp ile şalgam ile ülke yönetilmez, hukuk ile yönetilir” tümcesini konuşmuştu. Özgür Özel’in sürekli kendilerinden bahsetmesi, sorunlarına dikkat çekmesi, olası iktidarlarında rahata erdirecek maaş ve aylık düzenlemesini hayata geçireceklerini söylemesi korunaksız kitleyi oldukça hoşnut ediyor, gelecek adına umutlandırıyor. Bunalan geniş halk yığını sahiplerinin olduğunu görüyor. Özgür Özel’in sözleri onlar oldukça mutlu ediyor, umutlandırıyor.

CHP genel başkanı da her gittiği il ve ilçede alanları dolduran emekçi ve emekliyi gördükçe seviniyor. Elbette bir siyasi partinin yükselişte olması, özellikle sabit gelirlilerin ilgisi hangi başkan olsa heyecanlandırır. Sosyal demokrat CHP’nin yapısı gereği emekçi, emekli, çiftçi, esnaf, dul ve yetime sahip çıkması, öncelemesi, onlara dayanması son derece doğal. Rahmetli Bülent Ecevit’in 1973 ve 1977 yılı seçimlerinde bu kitleye ve emeğe sahip çıkması CHP’yi birinci parti yapmıştı. Şimdi aynısını Özgür Özel gerçekleştirme uğraşında.

Ancak, CHP’nin olası iktidarında nüfusun ezici çoğunluğunu oluşturan yoksul kitle için neler yapacaklarını hazırlayacakları ekonomik programla madde madde açıklamalı artık Özgür Özel. Geniş kapsamlı basın toplantısı ve ardından mitinglerdeki konuşmalarında ezilen kitlenin nasıl rahata kavuşturulacağını, aylık ve maaşlarda hangi radikal iyileştirmelerin yapılacağını, lehlerine ilişkin düzenlemelerin nasıl ve ne kadar sürede hayata geçirileceğini merakla bekliyor yaşamın ağır tokadını yiyen milyonlar. Hem de ne zaman yapılacağı belli olmayan seçime hazırlık olur böylesi bir program.

CHP’nin mevcut üst yönetiminde yetkin bilim insanları ve ekonomistler var. Sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarının önerileri doğrultusunda kaleme alınacak ekonomik programı bekliyor toplum. Böyle bir çalışma Özgür Özel’in mitinglerde dile getirdiklerinin ete kemiğe bürünmesi anlamına gelecektir aynı zamanda.