Her zaman ordusu ile övünen Saddam Hüseyin nasıl bir oyuna geldi? Bir uçağı kalkmadı bir tank’ı sokağa çıkmadı. Koca Irak devletinin 538 bin kişilik ordusu nereye kayboldu? Hele de Saddam'a candan bağlı olan 44 bin kişilik fedai birliği bir gecede nasıl uyutuldu.

Bütün bunları bir cemaat yapabilirmiydi? Yaptı.

Kürtçe anlamı ''kimse bilmiyor'' olan Kesnizaniler'in ülkenin direnilmeden işgal güçlerine teslim edilmesinde önemli rol oynadığı öğrenilince cemaat dünya kamuoyunun ilgisini çekmeye başlamıştır. Kesnizani, Irak'ın Süleymaniye vilayetindeki Kürt aşiretlerindendir. Aşiret liderleri aynı zamanda Kadiri tarikatı şeyhlerindendir.

Tarikat, Kadiri ekolünden olsa da zamanla şiş sokma, ateş yutma ve cam parçaları yeme gibi Kadirilikle ilgisi olmayan tavırlar müritler arasında görülmeye başlanmıştır. 1980’li yıllardan itibaren halk dışında devlet kademelerinde de mensupları çoğalan tarikat, Iraklılar arasındaki yaygın söylentiye göre, Saddam Hüseyin’in yatak odasına kadar hâkim olmuştur.

6174De70 8835 4D4B 8390 22282Feb119A

Kesnizani Şeyhi Muhammed’in Irak'ın işgalinden önce ABD ile anlaşarak Iraklı askerlerin işgal güçlerine karşı direnişe geçmesine mani olduğu iddia edilmektedir.


Tarihler 21 Mart 2003’ü gösterdiğinde Amerika Birleşik Devletleri kimyasal silah ve terör unsurlarını barındırma iddiasıyla Irak’ı işgal etti. İşgalden önce ki süreçte dünya kamuoyu, Irak yönetiminin ve ordunun, işgal güçlerine karşı direneceği beklentisi içindeydi. Ancak beklenenin aksine işgal güçleri hiç zorlanmadan 9 Nisan 2003 tarihinde başkent Bağdat’ı ele geçirdi.

Irak ordusunun direnç göstermeden ülkeyi işgal güçlerine teslim etmesi, dünya kamuoyunda şaşkınlıkla izlendi.
İşgal sürecine şahitlik edenler ve araştırmacılar, meselenin perde arkasını çözmeye çalışıp araştırmalar yaparken işgalcilerin kolaylıkla ülkeyi ele geçirmesine dair bazı bulgulara rastladı.


ABD'nin Irak'ı işgali sonrası Bağdat'da Saddam Hüseyin'e ait heykelin yıkılması sırasında çekilen fotoğraflardan biri, Nisan 2003.


Bulgular, Irak’ta bilinen fakat uluslararası arenada pek bilinmeyen bir dini cemaati karşımıza çıkardı.

Kesnizani (Kürtçe anlamı ''kimse bilmiyor'') adlı bu cemaatin ülkenin direnilmeden işgal güçlerine teslim edilmesinde önemli rol oynadığı saptanınca, cemaat dünya kamuoyunun ilgisini çekmeye başladı.


Kesnizani, Süleymaniye vilayetine bağlı Çamçamal Bölgesinde mevcut olan Kürt aşiretlerindendir. Aşiret liderleri aynı zamanda Kadiri tarikatı şeyhlerindendir. Tarikatın günümüzdeki lideri Şeyh Muhammed El Kesnizanidir.

Tarikatın internet sitesinde ailenin kökeninin Hz. Muhammed’in soyuna dayandığı ve Seyyid oldukları iddia edilmektedir. 1800’lü yıllarda Süleymaniye’ye yerleşilip, tekke kurularak tebliğ ve davet çalışmaları yapılmaya başlanmıştır. İngilizler Irak’ı işgal ettiğinde tarikatın lideri Şeyh Abdulkadir İngilizlere karşı direnişi destekleyerek müritleriyle birlikte silahlı mücadele vermiş aynı zamanda fakir halka yiyecek yardımında bulunmuştur.


Kesnizani tarikatı ayinlerinde ateş yutma ve vücudun çeşitli yerlerine şiş batırma ritüelleri uygulanır. Şeyh Abdulkerim El Kesnizani.

Cc52F08B A00B 42Fa 8587 7B99790D5930
Şeyh Abdulkadir hutbe ve vaazlarında halkı İngiliz işgaline karşı direnmeye davet etmiştir. Bunun üzerine işgalci İngiliz askerleri, Şeyh’in ikamet ettiği köye saldırıp halkı katletmiştir.

Ailesiyle birlikte köyden kaçan Şeyh Abdulkadir İran’a sığınmış ve 1919 yılında vefat edene kadar İran’da yaşamıştır.

Vefatından sonra cenazesi tekkesinin bulunduğu Kerbeçne köyüne getirilip defnedilmiştir.

Şeyh Abdulkadir’den sonra Şeyh Hüseyin tarikatın başına geçmiş, o da Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizlere karşı mücadele etmiş, 1938 yılında vefat edene kadar tebliğ ve davet çalışmalarına devam etmiştir. Şeyh Hüseyin’den sonra yerine günümüzdeki Şeyh’in babası olan Şeyh Abdulkerim tarikatın başına geçmiştir.

Şeyh Abdulkerim El Kesnizani vefat edene kadar özelde Kürt coğrafyası, genelde ise bütün Irak’ı kapsayacak şekilde tebliğ ve davet çalışmaları yapmıştır.

O tarihlerde Irak’ı yöneten Baas rejimine karşı silahlı mücadele vermiştir. 1978’de Süleymaniye’de vefat etmiş ve yerine oğlu Şeyh Muhammed El Kesnızani geçmiştir.

Tarikat, Şeyh Muhammed döneminde dinî faaliyetlerine devam etse de zamanla şiş sokma, ateş yutma ve cam parçaları yeme gibi Kadiri ekolünde olmayan tavırlar müritler arasında görülmeye başlanmıştır.

Şeyh Muhammed el Kesnizani müritleri ile birlikte.
Keramet ve menkıbeler tarikat mensupları arasında namaz ve diğer farz ibadetlerden öncelikli hale gelmiştir.

1980’li yıllardan itibaren halk dışında devlet kademelerinde de mensupları çoğalmıştır.


Iraklıların arasındaki yaygın söylentiye göre tarikat, Saddam Hüseyin’in yatak odasına kadar hakim olmuştur.
Saddam Hüseyin'in eşi Sacide Hayrullah, oğlu Uday, yardımcısı İzzet El Duri ve üst düzey birçok general Şeyh Muhammed’in müridi olmuştur. Saddam Hüseyin’in aldığı her karardan tarikat lideri haberdar olmuştur.

Şeyh Muhammed’in işgalden önce ABD ile anlaşarak Iraklı askerlerin işgal güçlerine karşı direnişe geçmesine mani olduğu söylenmektedir.

Saddam Hüseyin bu durumdan son anda haberdar olmuş fakat müdahale etmekte geç kalmıştır. İşgalden sonra kurulan yeni düzende de tarikat liderinin oğlu Nehru El Kesnezani "Tecemmu’ El Vahde El Vataniyye El Iraqi" yani Irak Ulusal Birlik Partisi isimli partiyi kurarak siyasete atılmıştır.


12 Mayıs 2018 tarihinde yapılan Irak seçimlerine İyad Allavi’nin liderliğini yaptığı Vataniye Koalisyonu çatısı altında seçime girilmiş, koalisyonun kazandığı 21 milletvekilinden bir tanesi de Tecemmu’ El Vahde El Vataniyye El Iraqi Partisi’ne mensuptur.

Ayrıca tarikatın Bağdat’ta Dünya Tasavvuf ve Maneviyat Araştırmaları merkezi ve Şeyh Muhammed El Kesnezani isminde üniversitesi vardır.

Şeyh Muhammed Kürt kökenli olmakla birlikte Türkmen ve Araplar arasında da müritleri artmaya başlamıştır. Kuzey, Orta ve Güney Irak’ta her bölgede tarikata ait tekkeler vardır.


Kesnizani tarikati üyelerinin bir çoğunda uzun saçlar dikkat çeker ve bu saçlar ayinlerde başı aşağı yukarı salladığında gösteriye renk katar

Bu hikaye size :bizim başımıza gelenleri hatırlattımı? Devlet yönetiminde liyakatın olmadığı, yönetenlerin bir zümre ya da tarikatın eline geçmesinin sonuçlarının, vatanı kaybetmek olduğunu bilmek gerekir.