Erzurum’da Ekrem İmamoğlu’na yönelik taşlı saldırının yankıları sürüyor.

Seçime kısa süre kala meydanların harareti ve liderlerin konuşmalarındaki sertlik artıyor. Sevgi dilinin yerini kırıcı ve hakarete varan sözler alıyor. 14 Mayıs’ta kim kazanırsa kazansın “sandığın sonucu” diyerek herkes saygı göstermek zorunda. Hiç gereği yok demokrasi defosu provokasyonlara.

Siyasette yıldızı parlayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na saldırıyı gerçekleştirenlerin salıverilmeleri doğrusu şaşırttı. Göz göre göre ellerine geçirdiği taş ve mermerleri İmamoğlu ile onu dinlemeye gelen kitleye atmaları, küçük ve yaşlı insanları hedef almaları açık kışkırtma idi. Hal böyle iken gözaltına alınan 14 kişinin adli kontrol şartı ile serbest kalması vicdanları incitti.

Erzurum’daki olay küçümsenecek türden değil. Zira o taşlar olası cumhurbaşkanı yardımcısına kaos çıkarmak için atıldı. Oyuna gelmeyen İmamoğlu alanı terk ederek olayların büyümesini engelledi. Sonuçta ucuz atlatıldı çirkin saldırı. Bu olayın peşi bırakılmamalı ve ciddiyetle üzerine gidilmeli. Unutulup giderse provokatörler cesaretlenerek yeni saldırılara zemin doğar.

Seçim maratonun hayli sert geçeceğinin işareti aylar öncesi İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı’na yönelen kurşun idi. Bir bekçinin hırsızları korkutmak amacıyla sıktığı kurşunun il başkanlığına geldiği açıklandı ve konu kuşku dolu sorularla kapatıldı.

Ardından CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde havaya silah sıkıldı. Yurt genelinde de Millet İttifakı paydaşlarının binalarına saldırı oldu. Hala da sürüyor bu tür olaylar. Ne oluyoruz yahu? Savaşa değil, seçime gidiyoruz.

Demokrasinin ayıbı olan, sağ duyulu siyasetçi ve yurttaşların kabullenemeyeceği provokasyonlar seçim ortamını germekten başka bir işe yaramıyor.

Bu tür saldırılar Türkiye’ye hiç yakışmadı. Seçime giren her parti kazanır veya kaybedebilir. Ülkede onlarca seçim oldu, çeşitli iktidarlar geldi ve geçti. Hem seçimi yitirmek dünyanın sonu değil. Nedir bu kızgınlık ve öfke? Allah’tan aklı başında ve kışkırtmalara gelmeyen insanlar çoğunlukta da saldırganlar isteklerine kavuşamıyor.

Terörden çok çeken ülkenin artık yeni kaoslara, kışkırtmalara, millete ve demokrasiye atılan taşlara sabrı yok. İzin vermeyecek erinç bozucu provokasyonlara halk.

Bir yanda eliyle kalp yapanlar diğer yanda azınlıkta olsa bile elleri ile taş atanlar. Seçimi kim kazanırsa kazansın, sandıktan hangi sonuç çıkarsa çıksın ülke yönetiminde sevgi dili, kalp işareti, barış ve özgürlük egemen olmalı.