Milli mücadelenin en Çetin günleri yaşanıyordu. Düşman Sakarya’da bozguna uğratılmıştı. Ancak bütün vatanın kurtulmasına daha yıllar vardı. Anadolu’daki mücadele sadece vatan topraklarında değil, Türk ‘ün yaşadığı her coğrafyada, Mazlum'un yaşadığı her yerde dua ile umut ile takip ediliyordu.

Bu mücadele Kafkasya’da yaşayan, Türk uluslarında da büyük bir umuda ışık olmuştu.

Tam bu zamanda uzaklardan, Buhara’dan bir heyet çıktı yola. Karayolu ile Batum ‘a oradan denizyolu ile İnebolu’ya sonra Ankara’ya ulaştı. Bu heyet yanlarında 3 kılıç ve bir Kuran-ı Kerim taşıyordu. Yanlarında taşıdığı 3 kılıçtan biri o kılıçtı !

Timur’un 1402 de İzmir’i Whatsapp Görsel 2024 02 22 Saat 00.02.36 33Fb98B3 fethettiği kılıçtı. 


 
19 Ocak’ta Buhara'dan gelen heyet ile görüşen Mustafa Kemal; meclis kürsüsünden milletvekillerine şöyle seslendi ; 
''Özbekistan'lı kardeşlerimiz, Sakarya zaferimizi kutlamak için bize 3 kılıç ve birde Kuran-ı Kerim göndermişler.

Türk milleti adına kendilerine teşekkür ederim. Bu emanetleri alırken kalbim heyecanla doldu. Bu mukaddes kitabı Türk milletine armağan ediyorum. 3 kılıçtan birini bana diğerini batı cephesi kumandanımız İsmet Paşa’ya  verdiler. Arzuları 3. Kılıcı İzmir’e girecek kumandanımıza vermektir. Bende bu emaneti günü geldiğinde İzmir kumandanımıza vereceğim.'' 

1 Eylül'de Ordular ilk hedefiniz Akdeniz emri ile ordumuz şaha kalkıp 9 eylülde süvarilerimiz İzmir Sabuncu belinden Alsancak'a girdi.

Whatsapp Görsel 2024 02 22 Saat 00.02.36 Caae92Ab

Süvaribirliğimizin başında bulunan Yüzbaşı Şerafettin atılan el bombası ile yaralandı. Fakat ne olursa olsun, Yunan bayrağını indirecek yerine Türk bayrağını asacaktı.

Hükümet konağına vardığında göğsünde sakladığı Türk bayrağını asıp Yunan bayrağını indirdi . İzmir halkı 4 yıllık esaretten kurtulmuştu. 

15 Eylül günü Mustafa Kemal o Kılıç’ı  Bornova da Şerafettin Bey’e taktı ve ona İzmir adını verdi.

YÜZBAŞI ŞERAFETTİN İZMİR  

1889 yılında İstanbul'da doğdu. Babası Kırımlı yüzbaşı İbrahim bey, annesi Maçkalı Zülüfoğullarından Bahriye hanımdır. Balkanlar’da, Trablusgarp, Çanakkale Filistin ve Sina’da savaştı . 1921 de Anadolu’ya geçerek Kurtuluş Savaşına katıldı. Kurtuluş savaşından sonra Siret hanımla evlendi. İki çocukları oldu. Hayatının son dönemlerinde hem maddi sıkıntılarla hem de hastalıklarla boguştu. 

Ne yazıktırki eşi Siret hanım tarafından İzmir Kurtuluş müzesine verilmek üzere İstanbul Valiliğine teslim edilen o kılıç kayboldu. Eşi Siret hanımın 1947 yılında ölmesinden sonra Parkinson hastalığına yakalanan Şerafettin bey 6 Kasım 1951'de vefat etti. Mezarı istanbulda bulunan Yahya Efendi tekkesindedir.