Yaklaşık olarak 20 yıl yaşadığım Orta Asya Türk coğrafyasında , asırlardır süre gelen bazı töreler beni çok etkilemiştir. Bunlardan en önemlisi miras konusuydu. Miras son erkek çocuğa kalıyordu. Son erkek çocuk , ölünceye kadar anne babasına bakmak zorundaydı. Onunla evlenen kız’da bunu biliyor bu töreye göre hareket ediyordu .

. Onun içindirki Kazaklar, Kırgızlar, Özbekler , Türkmenler ve diğer Türk boylarında yaşlı bakım evleri ve huzur evleri yoktur. Anne babaya bakmamak toplumdan dışlanma sebebi olarak görülüyordu.

Diğer önemli bir konuda KÜPE takma olayıdır.

Eski Türk Tarihinin ilk isimlerinden olan merhum Prof. Bahaeddin Ögel, Göktürkler devrinde erkeklerin küpe taktıklarını belirtiyor. Arkeolojik kalıntılardan elde edilen verilerde bunu gösteriyordu.

Bununla ilgili asıl önemli bulgu Kıpçaklar' da karşımıza çıkıyor. Kıpçak töresindeki kanuna göre ülke, doğacaklar ve soyun devamı için vardı ve soyun yaşaması esastı. Soyun yok olması en büyük kaygıydı.
Küçük oğul baba evinde kalıp ailesine yardım eder. Büyük oğul ise genelde orduya gönderilirdi. Herhangi bir nedenle baba ocağında bir oğul kalırsa delikanlının kulağına küpe takılırdı. Askerde komutan küpeli askeri görünce onu güç görevlere vermezdi. Çünkü Türk töresi ona bu yetkiyi vermezdi. 
Soyu içerisinde sonuncu erkek olan kişi ise kulağında iki küpe taşırdı. Türk töresi, soyunu sürdürebeilmesi için onu özellikle korurdu. 

Bazı kaynaklarda ise Oğuz Türklerinde askeri rütbeyi gösterme gereksiniminden kaynaklandığı söylenir.

Peki "Günlük hayatta kullanıyorlar mıydı, kullanıyorlarsa ne sıklıkla, aksesuar olarak kullanıyorlar mıydı?" sorularına net bir cevap bulamadım. Toy, düğün gibi törenlerde aksesuar olarak kullanılabileceğini düşünüyorum.

Gelelim İslamiyet ile tanıştıktan sonra bu adet kayboldu. Fakat, Yavuz Sultan Selim portesinde küpe takıldığını görüyoruz. Murat Bardakçı birçok yerde o portenin Yavuz Sultan Selim'e değil Şah İsmail'e ait olduğunu söyler. 
Bazı söylemlere göre ise Yavuz Sultan Selim Mısır seferinde bir kölenin kulağında küpe görür. İçinde sahibinin ismi yazar. Bundan etkilenen Sultan Selim Allah'ın kölesi olduğunu belirtmek için içinde Allah'ın isminin yazılı olduğu bir küpe takar.
Bir söyleme göre de resim gerçekten Sultan Selim'e aittir .

Diğer bir kaynakta Yavuz sultan selim’in küpe olayı şöyle anlatır. Mısır seferi sırasına çadırını temizleyen cariye Yavuz ‘a aşık olur. Yavuz bir gün çadıra geldiğinde yastığının altında bir mektup bulur. Tek satır olan bu mektupta ; DERDİ OLAN NEYLESİN yazar. Yavuz’da cevaben  DERDİ NEYSE SÖYLESiN yazar. Cariye ertesi gün mektuba KORKUYORSA NEYLESİN yazar. Yavuz’da HİÇ KORKMASIN SÖYLESİN yazar. Cariye tam aşkını açılıp anlatacakken heyecanlanır kalp krizi geçirip ölür. Yavuz cariyenin kulagından küpeyi çıkartıp kendi kulagına takar. Ve derki bu aşk’ta benim kulagıma küpe olsun.

DERDİ OLAN NEYLESİN
DERDİ NEYSE SÖYLESİN
KORKUYORSA NEYLESİN
HİÇ KORKMASIN SÖYLESİN.

Anlayacağınız küpeye farklı bir anlam yüklemek kadınsı yada erkeklikle ilgili olduğunu düşünmek yanlıştır. Öz be öz Türk töresidir.

Ali K Şahin