Denizlerde av sezonu başladı. Tekneler “vira bismillah” nidaları ile sezonun ilk balıklarını avlamak için dün gece yarısı törenlerle denizlere açıldı.

Bu sezon hamsinin rekor düzeyde avlanması, palamutta geçen yılki

bolluğun olmayacağı bekleniyor. Ağustos ayı başında kendini göstermesi gereken çingene palamudu Karadeniz’de yok denilecek kadar yakalandı. Çok az avlanan 150-200 gram ağırlığındaki palamutların tanesi 200-250 TL arasında satıldı.Sinop ve Ordu’nun dışında Karadeniz’de kıyı balıkçılarının oltasına palamut takılmadı. Oysa geçen yıl ağustos başında sezon başlamadan tezgahlarda bol yer almış, yıl başına dek tekneler tonlarca palamutla limanlara dönmüştü. Bolluğundan ötürü fiyatı öylesine düştü ki, 1-2 kilogram arasında değişen iri palamudun çifti 100 TL’den satıldı. Son 50 yılın en bereketli sezonu idi. Ne yazık ki bu dönem aynı bereket yaşanmayacak gibi palamutta. Karadeniz’den gelen işaretler o yönde. Fiyatı da cep yakacak Zaten eylül ayının ortalarına doğru hamsinin dışında bu sezon hangi balığın çok olacağı belli olur.

Palamuttaki kıtlığa karşılık bu sezon hamsi avında rekor kırılması

bekleniyor. Kıyı balıkçılarına göre Karadeniz hamsi kaynıyor. Tekne kaptanları da hamsiden oldukça umutlu. Zaten ağustosta kendini göstermeye başlamıştı. Pahalıktan kırmızı ete yanaşamayan garibanlar için hamsinin bol olacağı iyi haber. Kızartması, buğulaması ve ızgarası ile damakları çatlatan hamsi garibanın yüzünü güldürecek . Kulağına kar suyu kaçınca ne de lezzetli olur Karadeniz hamsisi. Tavası, buğulaması ve ızgarası ile sofraları ne de bereketli süsler. Hamsi bol olunca tuzlaması da çok olacaktır elbette.

Hamsinin yanı sıra kıraça, mezgit, barbun ve çinakoptan da oldukça umutlu profesyonel balıkçılar. Bu balıklar her sezon ağlara zaten bolca takılıyor Hamsi gibi ucuz fiyatı ile balık severlerin tercihi olacaktır kuşkusuz. Kalkan, lüfer, kofana yine yüksek fiyattan alıcı bekleyecek. Dar gelirlinin pahalı balıkları alması çok zor. Lüks lokantalar yüksek fiyattan hemen alıyor teknelerden, zengin müşterilerine uçuk fiyattan servis ediyor. Magazin sayfaları ve televizyon programlarında Boğaz’ın lüks lokantalarında cebi şişkin müşterilerin, sanatçıların, futbolcuların kalkan, lüfer ziyafetini okuyor, izlemiyor muyuz.

Balıkçı tezgahlarında yaz boyunca mezgit, istavrit, barbun, karagöz ve

mavrüşkül ile deniz havuzlarında yetiştirilen alabalık, somon,

levrek ve çipura yer aldı. Çiftlik balıkları 500 TL’ye ulaşan

fiyatıyla cepleri zorladı. Sezonun başlaması ile balık fiyatlarının

düşmesi bekleniyor.

Umarım yoksul sofralarının vazgeçilmezi hamsi, beklendiği gibi 15 Nisan’da sona erecek avlanma sezonu boyunca ağları doldurur. Zira son yıllarda Karadeniz ve Marmara’da hamsi “yok” denilecek kadar az yakalanmıştı. Eğer havalar sıcak olur, deniz suyu da ısınırsa bu sezon da yine erkenden Rusya ve Gürcistan sularına kaçar, hevesler kursaklarda kalır.

Denizlerin kirlenmesi ve bu yaz Türkiye’de etkisini oldukça fazla gösteren küresel ısınmadan dolayı bir zamanlar balık deposu olan Karadeniz ve Marmara Denizi’nde balık türü azaldı. Üzerine yavru balıkların vahşi sistemle yakalanması denizlerimizi adeta kuruttu. Her yıl avlanan balık miktarı ve türü azalıyor.

Küçük balıklara yaşama olanağı tanımayan avlanma biçimleri hamsi ve diğer balık türünün gelişmesini engelliyor. Son yıllarda uygulanan disiplinli av yasağı ve denetimler sonucu balık türü ve sayısında artış olsa da yeterli değil. Denizin altını üstüne getiren trol ve gırgırlara daha etkili denetimler yapıldığı sürece balık çeşidinin artacağı aşikar.

Üç yanı denizlerle çevrili olan Türkiye’de kişi başına tüketilen balık miktarı 7 -8 kilogram. Bunun çoğunluğunu kafes balığı oluşturuyor. Avrupa’da kişi başına tüketilen balık miktarı 25 kilograma ulaşıyor. Dünyada ise 16 -18 kilogram arasında değişiyor. Yarımada ülkesi olmasına karşın Türkiye’de avlanan ve tüketilen balık

miktarı çok az. Kırmızı et fiyatı 700 TL’yi aştı.Vatandaşa protein deposu ucuz ve bol balık sunabilmek için denizlerde daha sıkı denetim ve yaptırım kadar kirlilik ile mücadele son derece önemli.