Emekçiye, emekliye son nefesine kadar çalışması öneriliyor, yaşamının son bölümünü ailesi ile erinç içinde geçirmesi çok görülüyor.
Vicdanları yaralayan önerinin sahibi, emekçinin ve emeklinin haklarını ve çıkarlarını korumakla yükümlü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan. Bir TV programına katılan Işıkhan, “Çalışabildiğiniz kadar, Allahü Teala bize ne kadar nefes veriyorsa son anımıza kadar belki proje yapmaya, çalışma yapmaya gayret gösterin” sözleriyle milyonlarca dar ve sabit gelirliyi şoke etti. Bakan Işıkhan’ın vicdanları örseleyen tümceleri, asgari ücretli işçiler kadar, 14 bin 469 TL tutarındaki en düşük aylıkla ayakta kalmaya çalışan milyonlarca emekliyi hedefliyordu.
Işıkhan, emekçinin, asgari ücretlinin, memurun ve emeklinin aylık, maaş ve ücretlerini insanca yaşanabilir düzeye çıkarmak. maddi olanaklarını iyileştirmek yerine, milyonlara “son nefesinize kadar çalışın” diyebilme cesaretini gösterebiliyor. Asıl görevlerinden birinin de yaşam mücadelesindeki dar ve sabit gelirlinin gönenç düzeyini yukarıya taşımak olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, emeklinin ve asgari ücretlinin eline geçen komik parayı görmezden gelerek empati yapmadan “Ölene dek çalışın” diyebiliyor. İleri yaştaki insanların “sağlığı el veriyor mu” diye sormuyor kendine.
Memur, işçi, emekli eline geçen kıt para ile her gün yağan zam sağanağı altında perişan halde. Emekli, akşam saatlerinde pazara giderek “çıkma” diye tabir edilen sebze ve meyveyi topluyor, en ucuza almak için karanlıkta dolanıp duruyor. Asgari ücretli desen onun durumu emekliden farklı değil. Net 22 bin 104 TL’lik asgari ücret temel gereksinimlerini karşılamıyor. Emekli aylığı, memur maaşı, işçi ücreti enflasyon ve hayat pahalılığından ötürü hızla aşınıyor. Hiç kimse, emekli, emekçi hoşnut değil eline geçen paradan, mevcut ekonomik durumdan.
Milyonlarca emekli yetersiz aylığından ötürü zaten çalışıyor. İstatistiklere göre kayıt içi ve kayıt dışı olmak üzere 4 milyonu aşkın emekli sonbaharlarında ikinci işte çalışıyor. 70 yaşında bir emekli inşaatlarda hala emek harcıyorsa varın gerisini düşünün. İleri yaş ve sağlık sorunlarından dolayı birçoğu iş kazalarında can veriyor. Gariban insanların yaşanabilir aylıkları olsa, maddi sorun yaşamasa ailesi ve torunları ile gününü geçirmek varken neden yaşlı bedenini zorlasın ağır işlerde ? Asgari ücretli asıl işyerinde mesaisi bitince başka işte çalışıyor. Çok sayıda kamu işçisi ve memur da özel sektörde ek iş yapıyor. Niye? Zira maaş, aylık ve ücretler günümüz koşullarında çok yetersiz. Yapılan zamlar ekonomik durumlarını iyileştirmiyor. Zorunlu kalıyorlar ikinci işe. Bakanın önermesine gerek yok. Mecburiyetten çalışıyor çok sayıda emekçi ve emekli.
Bakan Vedat Işıkhan, “Son nefesinize kadar çalışın” diyeceğine, asgari ücreti ve memur maaşını göreceli artırmaya, kapsam dışı bırakılanlar memura 3600 ek göstergenin verilmesine, en düşük emekli aylığını yürürlükteki asgari ücrete eşitlenmesine, 2000 sonrası SSK ve Bağ-Kur emeklisine ilişkin intibak yasasının çıkarılmasına, aylık bağlama oranının 2008’den önce olduğu gibi yeniden yüzde 70’e çıkarılmasına, emekliden kesilen sağlıkta katkı payının kaldırılmasına, bayram ikramiyelerinin en az yürürlükteki asgari ücret kadar olmasına kafa yorsa, emek harcasa emekçi ve emekliye daha çok yarar sağlayacak, milyonlar son baharlarında rahat yaşam sürecek.
Önemli bu sorunları gidereceğinize , “son nefesine kadar çalışın” demek gerçekten çok incitici oldu sayın bakan. Dediğim gibi bu insanlar arasında çok sayıda -istemese de -zorunluluktan çalışan var. Sizin demenize gerek yok. Asıl olan emekçi ve emeklinin sorunsuz yaşam sürdürmesi için çalışırken ve emekli olduktan sonra gelir ve gönenç düzeyinin yükseltilmesidir. Bunları sağlamak, hayata geçirmek oturduğunuz koltuktan ötürü sizin ödeviniz sayın bakan.