Dün Altılı Masa’nın merakla beklenen uzun toplantısı hayal kırıklığı yarattı. “Aday isimleri açıklanacak” beklentisi içindeki Türk kamuoyunun beklentileri karşılanmadı. 

Malumun açıklanmasında ki her gecikme, 21 yıldır Memleketi yöneten ve uçurumun kıyısına getiren iktidarın bir dönem daha kalma, seçilme şansını arttırıyor. 

Muhalefetin adayı Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu’dur. Kılıçtaroğlu tüm muhalif kesimin idealindeki aday olmayabilir. Ancak önümüzdeki bu seçimler normal bir genel seçim değildir. “Türkiye’nin geleceğini belirleyecek bir referandum”dur. 
Türkiye bu seçimler ile gelecek yüzyılda dünyadaki yerini, halkının kaderini belirleyecektir. 

Türkiye Bu seçim sonucunda, Atatürk’ün öngördüğü “Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.” hedefinde kalıp kalmamaya karar verecektir. 

Tek adam rejiminin devam etmesi halinde Türkiye gelişmiş ülkelerin safında ve yanında değil, az gelişmişliğin, diktatörlüğün, ezilmiş halkların, terörizmin, açlık, savaş ve cehaletin kol gezdiği islam ülkeleri çemberindeki yerine doğru hızla yol alacaktır. 

Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı ve parlemento seçimleri bildiğimiz “partilerarası” bir seçim değil, Türkiye’de devleti, STK’ları, üniversiteleri, silahlı kuvvetleri, emniyeti, adalet mekanizmasını, tüm camileri, diyaneti, orta eğitim kurumları, kısacası memleketin tüm resmî ve sivil kuruluşlarını ele geçirmiş ve bunları tekrar seçilmek için kullanan bir kesim ile buna karşı çıkan, cumhuriyeti, özgürlüğü, parlementer sistemi savunan karşı kesim arasında yapılacak bir genel seçimdir. 

İktidarı elinde tutan ve sürdürmek isteyen iki partinin %30-35 oy oranı karşısında bu düzenin karşısında %60-65 oy oranına sahip bir muhalif kesim bulunmaktadır. Muhalif kesimde ki en yoğunlaşmış merkezde ise CHP ve İYi partinin başını çektiği 6 partinin oluşturduğu millet ittifakı’nın oy oranı %40-45 civarındadır.

Bu oy oranı ile mevcut iktidara veda etmek hayal olur. Mevcut muktedirleri uğurlamak için  %51 oy oranı yeterli değildir. Daha önceki seçimlerden biliyoruz ki, bunlar son dakikada şapkanın içinden yüzlerce tavşan çıkararak seçilmedikleri seçimi alma maharetine sahiplerdir. 

Bu nedenle Türkiye’nin tüm kurumlarına çökmüş olan bu muktedirleri ancak %60-65 oy oranı ile gönderebiliriz. İşte tam burada yönelimleri HDP olan Kürt seçmen kardeşlerimiz devreye girmektedir. Bu seçimlerin kilit odağı oy oranı %12-16 civarında ki HDP seçmenidir. 

Altılı masayı teşkil eden partiler seçimlerde HDP’nin önemini bilmelerine rağmen kendi parti çıkarlarını Türkiye’nin çıkarları önüne koyarak 19 aydır cevap bekleyen HDP’ye hala “cüzzamlı” muamelesi çekmekte, üç oy fazla alacağız diye HDP karşıtı tavırlarına devam etmektedir. 
HDP’siz değişim mümkün görünmemektedir. 

Bu makus gidişatı değiştirebilecek tek lider Kemal Kılıçtaroğlu’ludur. Kılıçtaroğlu alçakgönüllülüğü, uzlaşmacılığı ile Türkiye’de muhalefetin başını çeken altılı masanın en önemli muhalif merkezi olma başarısının mimarıdır. Adaylık açısından klanmadınfam sonra HDP ile ortak bir çıkış yöntemi bulabilecek tek lider Kılıçtaroğlu’dur. 

Kemal Kılıçtaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı Adaylığı hiç gecikmeden açıklanmalıdır. Her geçen gün karanlığa ve ümitsizliğe doğru bir adımdır. 

Dr. Ahmet Güler. 
27.01.2022