12 Yaşında Ama “15 Gibi” Hissediyor: Neler Oluyor?
Bugünün 12 yaşındaki çocukları, fiziksel olarak erken ergenliğe giriyor. Beyinleri hâlâ gelişim aşamasında olsa da, maruz kaldıkları yük, ekranlar, sınavlar, başarı baskısı, dini eğitimdeki ağır sorumluluklar onların büyümüş ama büyüyememiş bir noktada takılı kalmasına neden oluyor.
Bu kız çocuğu:
- Erken adet olmuş, henüz anlamlandıramamış.
- Hafızlık eğitimi alıyor, yüksek baskıya maruz kalıyor.
- Hocası tarafından değersizleştiriliyor, “Sende olmaz, sen yapamazsın” deniyor.
- Kolu üzerine “intihar etmek istiyorum” yazıyor.
Bunlar ciddi alarm sinyalleridir.
Önce Şunu Bilin: Bu, Bir “İlgi Çekme” Davranışı Değil
İntihar tehdidi, yardım çağrısıdır. "Ben baş edemiyorum, lütfen beni görün" demektir.
Bu yaşta bir çocuk bunu yazdıysa, bu şu anlama gelir:
➡ “Hayatımda beni gerçekten duyan kimse yok.”
➡ “Benim değerli olduğuma kimse inanmıyor, ben de inanmıyorum.”
➡ “Bir çıkış arıyorum ama bulamıyorum.”
Önemseyin. Ciddiye alın. Sessizce ağlayan çocuklar da vardır; ama bu çocuk artık sessiz kalamayacak kadar dolmuş.
Ebeveyn Olarak Ne Yapabilirsiniz?
1. Sakinleşin ve Suçlamayın
"Delirdin mi sen?"
"Bunları söylemeye utanmıyor musun?"
"Bize mi acı çektirmek istiyorsun?"
Bu tür tepkiler çocuğun daha fazla içine kapanmasına ve suçluluk hissetmesine neden olur.
Yerine şunu deyin:
“Kızım, bunu söylemen çok zor olmalı. Senin bu kadar üzgün olman beni endişelendiriyor. Yanındayım. Bu birlikte çözebileceğimiz bir şey.”
2. Psikolojik Yardım Alın (Çok Geç Kalmadan)
Bu tür ifadeler profesyonel destek gerektirir. Bir uzmanın çocuğun duygu dünyasına ulaşması hayati önem taşır. Onu ikna etmek zor olabilir. Ancak şöyle diyebilirsiniz:
“Kızım, bu bir doktor gibi. Nasıl ki dişimiz ağrıdığında gidiyoruz, kalbimiz çok sıkıştığında da biriyle konuşmak iyidir. Kimse seni deli sanmıyor. Bu, güçlü insanların cesaretle yaptığı bir şey.”
3. Hafızlık Sürecini Gözden Geçirin
Dini eğitim kutsaldır. Ancak çocuk zorlanarak, aşağılanarak, korkutularak din öğrenmez. Aksine, dinden soğuyabilir.
“Sen yapamazsın” gibi ifadeler, çocukların hem özgüvenini hem de inancını kırar. Bu tür eğitim ortamları hakkında açık açık konuşmalı ve çocuğun psikolojik bütünlüğünü öncelemeliyiz.
4. Adet Konusunda Bilgilendirme ve Normalleştirme
İlk adet, kız çocukları için zaten karmaşık bir süreçtir. Üstüne utanma, tiksinme, “artık çocuk değilsin” baskısı binince, bu süreç travmaya dönüşebilir.
Onunla şunu konuşun:
“Bu, senin kadınlık yolculuğunun çok doğal bir parçası. Bu seni kirli ya da eksik yapmaz. Utanmanı gerektirecek hiçbir şey yok.”
Bu Durum Toplumda Neden Bu Kadar Yaygınlaştı?
- Duygusal ihmaller: Aileler fiziksel olarak yanında ama ruhsal olarak yok.
- Başarı ve dini baskılar: Sevgi değil, performans üzerinden ilişki kuruluyor.
- Ergenliğin erken başlaması: Duygu yükü arttı ama destek azaldı.
- Tabular ve utanç kültürü: Cinsellik, adet, duygular konuşulmuyor. Bastırılıyor.
Çözüm: Yeni Bir Anne-Baba Duruşu
- Dinleyen, suçlamayan, “ne oluyor sana?” yerine “neler hissediyorsun” diyen…
- Duyguları küçümsemeyen, yargılamayan, birlikte çözüm arayan…
- Gerektiğinde sistemle ve okul/kurumla çocuğu için çatışmaya cesaret eden…
- Çocuğunun ruhsal gelişimini en büyük başarı gören bir yeni ebeveynlik modeli artık şart.
Son Söz
Bu çocukların derdiyle değil, onların derdini konuşamayışımızla ilgilenmeliyiz.
Çocuk “intihar etmek istiyorum” diyorsa, bu onun değil bizim başarısızlığımızdır. Bu bir suçlama değil, bir uyanıştır. Birlikte iyileşmek, duymak, desteklemek, hissettirmek zorundayız.