Modern Prensler: Kavvamlık mı, Kolay Yaşam mı? Boşanma oranları artıyor. Peki, suçlu kim? Okumuş kadınlar mı, yoksa ‘prenses erkekler’ mi? Ben diyorum ki, mesele kadınların bağımsızlığı değil, erkeklerin çocukluktan çıkamaması. Bugünün pek çok erkeği, sorumluluk almaktan ziyade konfor alanlarında sefa sürmeyi tercih ediyor.
Tam da burada ‘kavvam’ kelimesine bakmamız gerekiyor. Kavvamlık, Arapça kökenli bir kelime ve genellikle “erkeklerin kadınlar üzerinde liderliği” şeklinde yorumlanıyor. Ama gerçek anlamı bundan çok daha derin. Kavvamlık, gücü elinde bulundurmak değil, sorumluluğu taşımaktır. Yani, sadece “ben erkeğim, benim dediğim olur” demek değil, “ben bu ailenin yükünü, ekonomik, duygusal ve psikolojik anlamda taşırım” demek. Fakat günümüzde bu kavram yanlış anlaşılıyor. Çoğu erkek, kavvam olmayı yönetmek, hükmetmek, hesap sormak gibi görüyor ama iş sorumluluk almaya geldiğinde bir anda ortadan kayboluyor.
Bunu en basit haliyle düşünelim: Kavvamlık, eşine ve ailesine destek olmak demekse, günümüz erkeklerinin kaçı ev işlerine, çocuk bakımına, finansal planlamaya eşit şekilde katkı sağlıyor? Kaçı duygusal yükü paylaşmayı biliyor? Erkekler kendilerini ‘reis’ olarak görmeye bayılıyor ama işin yüküne gelince, “o kadın işi” diyorlar. Kimse kusura bakmasın ama bu zihniyetle prenseslerden farkları kalmıyor.
Evliliğin sürdürülebilir olması için sadece kadınlardan fedakarlık beklemek, artık eskimiş bir düşünce. Kadınlar okuyor, çalışıyor, kendine yetiyor. Ama bazı erkekler, anneleri tarafından “prens” olarak büyütüldükleri için, eşlerinden de bir anne ilgisi ve fedakarlığı bekliyor. İlişkide paylaşmak yerine talep eden bir konuma geçiyorlar. İşte burada boşanmaların gerçek sebebi ortaya çıkıyor: Kadınlar artık tek taraflı hizmet sunmak istemiyor, çünkü kavvamlık tek taraflı bir ayrıcalık değil, çift taraflı bir sorumluluk.
Sonuç olarak, eğer gerçekten ‘kavvam’ olmak istiyorsanız, önce bu kavramın gerekliliklerini yerine getirin. Güçten değil, sorumluluktan bahsediyoruz. Ve eğer gerçekten lider olmak istiyorsanız, önce paylaşmayı öğrenin. Yoksa eski masallardaki gibi, bir süre sonra prensesler kaleyi terk eder, prensler de ne olduğunu anlamadan ortada kalır.