Sevgili okurlar, ülkemizde kurum sınavları üzerinden çok büyük bir ekonomi oluşmaktadır. Gerek üniversite ve lise, gerekse KPSS ve diğer kurum sınavları için bu durum geçerlidir.

Sınavlarda çıkan soruların basıldığı kitapların çıktığı yayınevleri arasındaki rekabetten tutun da,  bu kitapları tavsiye veren öğretmenlerin bulunduğu özel veya kamu kurumlarına kadar geniş bir ağdan bahsediyoruz.

Birkaç gündür tartışılan KPSS sınav sorularının bir yayın evinin daha önce yayınlamış olduğuna il ilgili talihsiz haberin ardından KPSS sınavının iptal edildiğine şahit olduk. Geçmişte de bu tip sorunlar yaşanmış olmasına rağmen hala devam ediyor olduğunu görmek üzücü…

Gelin birlikte rakamlara bir göz atalım geçtiğimiz yıl üniversite sınavlarına 2.607.000 küsur aday başvurmuş, bunların 1.700.000’i eski mezun. Bu sayının içerisinde 227.000’i üniversite mezunu ve 333.000’i açık lise mezunu, 54 bini ise üniversite terk.

Buradan anlıyoruz ki oldukça büyük bir grup insanımız, üniversite sınavlarından kendilerine bir istikbal kurmak adına medet ummaktalar.


Sistemi ise tartışmaya gerek yok ister istemez insanı ezberciliğe yönelten bir sınav sistemi.. Ancak öğrenci sayısının bu kadar fazla olduğu bir ortamda başka türlü bir performans ölçümünü yapabilmek de pek mümkün değil.


Belki de burada sorulması gereken, bu soruların nasıl hazırlandığına ve bu denetlemenin nasıl yapıldığına dair bilgilerin daha şeffaf ve daha halka açık olmasıdır. Bu, sorunların en aza indirgenmesini sağlayabilir mi?

Zira retina taramasına kadar en üst teknolojinin kullanıldığı bir sistemde bu şekilde bir yolsuzluk ortaya çıkabiliyorsa, soruların çalınması engellenemiyor demektir. Bu da denetimlerin bu ölçüde güçlü olmasını gerekli kılıyor.