Günümüz Türkiye’sinin aslında en önemli problemlerinden biri ‘Kolay ve Hızlı Yoldan Para kazanmak (!)

Ve her gün, güne yeni bir dolandırıcılık haberi ile başlarız. Ağlanacak halimize güleriz… Mesela dün henüz bıyığı bile terlememiş lise 2 terk gencecik bir çocuğun Kripto para borsalarından Thodex'in kurucusu Faruk Fatih Özer'in 2 milyar dolarlık kripto parayla yurt dışına kaçtığı haberleri ile ülke adeta şoka girdi… Daha Tosuncuk’un şokunu atlatamadan bu kez de Kripto para dolandırıcılığı başladı… Ve korkarım ardı arkası kesilmeyecek gibi duruyor. Aslında tehlike geliyorum demişti, özellikle Merkez Bankasının denetiminde olmayan, sahibi bile bilinmeyen yüksek kazanç vaat eden bir sistemde böyle olayların olması kaçınılmaz...

Nasıl olsa burası Türkiye…

O dolandırıcı haberlerine bir örnek Erzurum’dan geldi, geçtiğimiz yıl.

Erzurum'da bir tanıdıkları aracılığıyla tanıştıkları Tuba P.'nin yüksek kar vaadine inanıp toplamda 146 bin 500 lirasını kaptıran çift hem paralarından hem de yuvalarından oldu. Tuba P.'nin inşaat işine yatırım yalanıyla Erzurum'da yaklaşık 40 kişiden 21 milyon lira dolandırdığı belirtiliyor.

Ve ne oldu biliyor musunuz, bu karı koca gerçekten boşandı… Ortada ki 1 milyon 400 binde borç üstlerine kaldı…

Eski Yeşilçam filmlerine bayılırım, özellikle Kemal Sunal’ın olduğu ve büyük dersler çıkartılacak dolandırıcı filmleri… Acınacak halimize güleriz…

Dolandırıcı ümit satar. Bizim insanımızın da ümide ihtiyacı var. Tabii herkes kolay yoldan zengin olma hayali kurar. O yüzden çok kolaydır dolandırmak bu ülkede, son zamanlardaki dolandırılma haberlerini okuyarak ulaştığım sonuç. Çiftlikbank, Kazbank, Bitcoin Safiye, Ponzi arzu, Bitcoin Tuba P…olmak üzere 5000 çeşit dolandırıcı çıkmış. Hala 2021 senesindeyiz PKK-FETÖ ilişkiniz var diye para kaptıran aralarında profların, üniversite mezunların olduğu binlerce vatandaş var. Bunlar dışında sayısız ponzi sistemi mevcut.

Çiftlik Bank ile 77 bin kişiyi milyonlarca dolar dolandıran ve Uruguay'a kaçan Mehmet Aydın, Türkiye'nin ilk dolandırıcısı değildi. Ama Titan Saadet Zinciri'ni kuran Kenan Şeranoğlu bile Aydın'a şapka çıkardı…

Sülün Osmanlarla başlayıp, Rocky Güney Zobu, uluslar arası ilk dolandırıcımız Ayşe Benli, Selçuk Parsadan, Jet Fadıllarla devam eden daha sonra Tosuncuk Mehmet ile devam eden dolandırıcılık sektörü hiç olmadığı kadar genişlemiş durumda.

Bazen düşünüyorum da ulan bu millette hala dolandırılacak para kaldı mı diye ertesi gün milyonluk vurgun haberleri geliyor sırf bundan ötürü ekonominin iyi olduğu sonucuna vardım millette para bitmiyor anasını satayım… Herkese kaptırıyorlar. Türklerin dolandırıldığı yetmiyormuş gibi ülkede yaşayan yabancıları da dolandırıyorlar. Kimisini sigara düşürme oyunu, bul karayı al parayı gibi oyunlarla kimisini de Avrupa’ya kaçıracağım diye adalar'a bırakıyorlar.

Her yer dolandırıcı kaynıyor bari ‘’Türkiye Dolandırıcılar Odası’’ kurulsun da dayanışma yapsın adamlar diyeceğim geliyor…

Peki neden Türk halkı bu kadar dolandırılmaya müsait! Çünkü kazanmadan, yorulmadan, emek harcamadan, bilimin gücüne inanmayan, genç nesil paraya ulaşmanın kısa yollarına ulaşmak istiyor, ne yazık ki böyle bir nesil var…

Geçenlerde Bekir Ağırdır’ın röportajını okudum. Sayın Ağırdır şu ifadeleri kullanıyordu.

‘’Bu topraklarda cumhuriyetin en önemli kazanımı alın teriyle namusla çalışılırsa başarılı olunabileceğine dair bir düzenin kurulmasıydı. Bizim gibi milyonlarca insan parasız yatılı okullarda okuyarak alın teriyle çalışarak başarılı olabildi ailelerini de daha iyi bir hayata taşıyabildi. Gelenekler ile cumhuriyet iklimi birbirini tetikledi ve ülke bir yere geldi. Bugün ise eğitim üzerinden, alın teriyle çalışarak başarılı olma şansı yok. Bu genç adam gibi güce yaklaşarak kısa yoldan zengin olabilmenin mümkün olduğu bir dünya ile karşı karşıyayız. Çocuklarınıza akşam eve gittiğinizde o size bu fotoğrafları gösterirken siz ne nasihat edeceksiniz? ‘’

Alkış…Altına imzamı atarım…

İnsanoğlu, rahatlık ister, bir eli yağda bir eli balda ister, en güzel evi, en güzel arabayı, en güzel kadına sahip olmayı ha birde çok parası olsun ister. Bilmiyorum insan oğlunun fıtratından kaynaklanıyor galiba… Kısa yoldan hiçbir emek harcamadan zengin olma hayali…

Kulağa da ne kadar hoş geliyor değil mi? Hem kolay hem de hızlı bir şekilde para kazanmak. Çok fazla çabaya gerek kalmadan, yorulmadan, kendimize bir şey katmadan kolaydan para kazanmak eminim ki bir çok kişinin hayalini süsleyen bir şey.

Kolay yoldan zengin olmak isteyen vatandaş Bitcoin piyasasında ani yükselişi görünce neyi var neyi yok satıp yatrıma girdi, tabii dolandırıcılara yine gün doğdu..

2 ayda 230 bin TL yatırıp 70 bin karı duyan vatandaş balıklama atladı.

Kulağa nasıl geliyor bilmiyorum ancak, bu tür örnekler internette paylaşıldıkça bir çok insan bu dünyayı keşfetmeye ve denemeye başladı. Ve farkında olmadan herkes kripto paraları konuşmaya ve onlara bel bağlamaya başladı.

Ancak madalyonun öbür yüzüne baktığımızda her şeyini kaybeden insanların sayısı da azımsanmayacak ölçüde. Bitcoin gibi denetimden bağımsız bir dünyada spekülasyon ve manipülasyon maalesef kaçınılmaz bir durum.

Ancak belli analizlere dayanarak bu alana yatırım yapan çoğu kişi bu spekülasyonlardan ağır darbe alıp her şeyini kaybetmiş bir şekilde kara kara düşünmeye başlayabiliyor.

Çünkü çoğu kişi bu kadar hızlı değerlenen bir şey karşında treni kaçırmamak için bir anda alımlar yapıyor ve daha da değerlenecek umuduyla beklemeye başlıyor. Ancak bir gecede o ivme tersi yönde işleyip kazanç yerine zarar da getirebiliyor. Keza 2016 yılında Bitcoin bir kaç günde 20.000$ seviyesinden 6.000$ seviyesine gerilemişti.

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde kısa yoldan bir şeyleri elde etme iştahı daha fazla olabiliyor…

Araştırmaya göre dünya genelinde kripto paralara en çok yatırım yapan 4. ülkeyiz, Avrupa’da ise 1. sıradayız. Avrupa’nın geneli şuan için kripto paralara çok fazla ilgi beslemiyor. Burada gelişmişlik düzeyi ile de bir bağlantı kurmak aslında mümkündür.

Kişi ne kadar çok kendini geliştirirse o denli bilgisinden ve yeteneklerinden bir şeyler kazanmaya hevesli olur. Avrupa’nın genelinde insanların yaşam tarzlarına baktığımızda bireyler daha çok kişisel gelişimlerine, eğitimlerine ve sosyal hayatlarına yatırım yapıyor çünkü bu yatırımların uzun vadede de olsa hem kendilerinin hem de sonraki neslin yaşam kalitesini arttıracağına inanırlar.

Çocuklarımıza kısa yoldan zengin olma hayali değil, emek harcayarak bilgi ve tecrübeyle basamakları yavaş yavaş çıkarak zengin olabileceklerini öğretelim, kısa yoldan para kazanmanın sadece boş bir hayal olduğunu söyleyelim.

Kısa yoldan para kazanayım derken biranda herşeyinizide kaybedebilirsiniz… Risk alarak oynadığınız her alım bir kumardır.

Kripto para dünyasında devlet gibi bir garantör olmadığı için aslında karşınızda hiçbir muhatabınız da yok. Biri çıkıp bu sistemi kapatsa, tüm yatırımınız bir anda çöp olabilir çünkü sizi garanti altına alan bir kurum/kuruluş yok. (Dün yaşananlar en güzel örnek)

Bu işlerden uzak durun derim… Kısa yoldan zengin olma hayali kuran gençler; paylaşın, hayattan zevk alın, kendinizi iyi yetiştirin, donanımlı olun, her şeyi bilmek zorunda değilsiniz, öğrenerek, gelişerek paraya ulaşın…Kısa yoldan para kazanmayı tercih edeceğinize, düzenli bir gelir kaynağı yaratın… İnsanlara fayda sağlayın… Asıl zenginlik budur!

Dervişe sordular; ‘’zenginlik nedir?

Derviş dedi ki: "Seni seven bir ailen, evlatların, birkaç güvenebileceğin iyi arkadaşın, başını sokacak bir çatın, rızkını kazanacağın bir işin, evine götürecek ekmeğin, sıhhat ve sağlığın var ise herkesten daha zenginsin’’

Lafı çok uzattık ama sözüm bu kadar… Dolandırılmadan kalın sağlıcakla…